Ruben Brandt, mesleğinde profesyonel ve fazlasıyla ün kazanmış bir psikoterapisttir. Babasının ölümünün lanetini üzerinde taşıyan Ruben’in hayatı, yaşadığı kabuslarla tam bir cehenneme dönüştür. Bu kabusların nedeni ise çocukken gelen bilinçaltı mesajlardır. Kendisine işkence çektiren kabuslardan kurtulmaya çalışan Ruben’in usta hırsızlar olan 4 hastası ona yardım teklifinde bulunacaktır. Ünlü psikoterapist kabuslarını sona erdireceğine inandığı bu hırsızlık vakası için, Louvre, Tate, Uffizi, Hermitage, MoMA gibi dünyaca ünlü müzelerden 13 tablo çalmak için kolları sıvayacaktır. Ekip büyük bir dikkat ve başarı gerektiren bu hırsızlığı gerçekleştirir. Bu eser soygunu dünyada büyük bir yankı uyandırır. Brandt artık “Koleksiyoncu” olarak adlandırılan ve aranan bir hırsızdır. En çok aranan suçlular haline gelen ekip, dünyanın dört bir köşesinde kovalanırken, yakalanmaları için konan ödül de gittikçe artar ve 100 milyon doları bulur. Sigorta şirketlerinden oluşan bir birim, özel dedektif ve sanat hırsızlığı konusunda önde gelen bir uzman olan Mike Kowalski’yi davanın çözümü için tutar. Bu noktada işler iyice karmaşık hale gelecektir.